Kölelik, insanlık tarihinin büyük bir bölümünde neredeyse bütün yönetimler tarafından uygulanmış ve toplumlarda görülmüştür. Geleneksel kölelik, insan üzerinde bir başka kişinin mülkiyet tesis etmesi dolayısıyla yasal bir statüye işaret etmektedir. Oysa tarih boyunca varlığını sürdüren bu köleliğin kaldırıldığı dönemden 21. yüzyıla kadar dünya çok değişmiştir. Küreselleşme ile birlikte ivme kazanan modern kölelik, içerisinde insan ticareti, borç esareti, ev içi kölelik, zorla çalıştırma, cinsel sömürü, çocuk istismarı, organ ticareti gibi birçok insan hakkı ihlali teşkil eden uygulamayı barındırmaktadır. Bu sebeple bu uygulamaların günümüzün en büyük sorunlarından biri olduğu söylenebilir.
Bu çalışmada, kölelik, kulluk ve zorla çalıştırma yasağının, tarihsel gelişim süreci içerisinde düşünürlerin görüşleri ve uygulamalar çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Kölelik, kulluk ve zorla çalıştırma yasağının Türk hukukundaki görünümü, hem anayasal gelişim süreci hem de mahkeme kararları bağlamında ele alınmıştır. Keza Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 4. maddesinde düzenlenen bu yasak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında incelenmiştir. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları karşılaştırılarak, mahkemelerin bu yasak bakımından uyguladığı standartların ortaya konulmasına çalışılmıştır.