Dünyada klasik şekliyle milli kurtuluş çağıı miadını doldurmuş ve yaşananlar tarihe mal olmuştur. Dünyayı dizayn etme çabasındaki büyük hükümran devletleri aşmak mümkün değildir. Görülmesi gereken realite, ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın ya da Avrupalı devletlerin çıkarları hilafına hiçbir gücün yaşadığımız çağda devlet kurma şansı yoktur. Hatta kendi toprakları üzerinde egemen olmak isteyen bir devletin, konjonktürel çıkarlarla uyumlu politikalar uygulama zorunluluğu kendisini dayatıyor. Dolayısı ile bugünkü emperyalistler arası güçler dengesi, bölgesel ve toplumsal istikrar için şartlar bağımsız, birleşik, özgür Kürdistan'ın oluşumunu zorunlu kılıyor. Bu sadece İsrail'in selameti gibi basit nedene de dayanmıyor; geniş kapsamlı birçok nedeni vardır. Anti siyonist bakış açısının dışında konu ele alındığında sorunlardan arınmış Özgür Kürdistan'ın dünyanın odaklandığı Orta Doğu coğrafyasının istikrarı için gerekli olduğu sonucuna varırız.
"Derin devlet, karanlık devlet veya çete devleti" diye tabir edilen asker, sivil ve bürokratik yapının egemenliği altında neler dayatıldı, nasıl bir toplum arzulandı, niçin bu şekilde motive edilmek istendik sorularının cevabını kitabın satır aralarında bulabilirsiniz.
Türk(iye)de sorun, diktatörlük biçimlerinin uygulama şekli üzerinde uygun görüleni rica etmek değildir. Amaç; birçok açıdan olayların yeniden fotoğrafını çekerek sunmak, çözüme katkıda bulunmaktır.