Türk toplumunun "İlişkiler, başarı ve liyakatten ya da işin kendisinden çok daha önemlidir" ya da "Başarı çok çalışmaktan ziyade ilişkiler ve şansa bağlıdır" şeklinde düşünen toplumsal bir yapıya sahip olduğu düşünülmektedir. Bu deyimler ve özdeyişler son derece kabul görmekte ve herkes aynı anlamı yükleyebilmektedir. Burada kültürel anlamdaki kodlarımızın neye veya nelere tekabül edebileceğini tekrar düşünüp kayırmacılık fiiline meşruiyet kazandıran hususlar ele alınarak toplumsal kalkınmaya zarar verecek durumların önüne geçilmesi istenmektedir. Ayrıca kayırmacılığın deyimlere ve özdeyişlere dönüşmüş olması bizleri konunun tarihçesi ve kronik bir sorun olduğu noktasında da aydınlatmaktadır.