Son yıllarda siyaset bilimi literatürünün başlıca tartışma konularından birini parlamentonun krizi oluşturmaktadır. Parlamentolar, yürütmenin uzmanlaşmaya gitmesi ve liderliğin merkezileşmesi sonucu baskın konuma geçmesiyle karar alma sürecinin odağı olma işlevini önemli ölçüde yitirmiştir. Parlamentoların karar alma/kural koyma yönündeki egemenliğini büyük ölçüde yürütmeye devretmesi, parlamentoda alınan kararlarda tartışma eyleminin hacminin giderek azaldığına ve anlamını daha fazla kaybettiğine yönelik eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Buna ek olarak teknolojik gelişme, ekonomik büyüme ve kalkınma ile birlikte teknik konuların ağırlığının artması yasama erkinin kural koyma/karar alma süreçlerinde etkinliğini sınırlamaktadır. Diğer taraftan yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacın giderek artması, yürütmenin ihtiyaç duyduğu kanunların hızlıca yürürlüğe konması gereksinimine bağlı olarak, parlamento faaliyetlerinin hızlandırılması yönündeki baskının artmasına yol açmıştır. Tüm bu gelişmeler "hız" ve "etkinlik" kavramlarını parlamento faaliyetlerine yönelik tartışmaların merkezine yerleştirmiştir.
Devletin diğer erklerinde etkinliğe işaret eden hızlı karar alma ve uygulama, kararların "tartışılarak" alındığı, karar alınırken aynı zamanda "temsil" görevinin de ifa edildiği parlamentolar için ne derece geçerlidir? "Hız" ve "etkinlik" kavramları arasındaki ilişki parlamento faaliyetleri temelinde nasıl tanımlanabilir? Sıkça ileri sürüldüğü üzere parlamento faaliyetlerini hızlandırmak, doğrudan doğruya etkinliğin artması sonucunu doğurur mu?
Kitap, söz konusu sorulara Osmanlı-Türk parlamento tarihi çerçevesinde cevap vermeyi ve yasama faaliyetlerinde "hız-etkinlik" sorununu parlamento hukuku ekseninde tartışmayı amaçlıyor.