Hasan Aksakal bu kitapta, Türk politik kültüründe Romantizmin ne denli merkezî ve kritik bir yer tuttuğunu inceliyor. Siyasal düşünde romantizm, gözle görülür, elle tutulur dünyanın ötesine geçen metafizik-idealist değer ve güçlere atıfta bulunur. Romantikler, sekülerleşirken büyüsü bozulan dünyayı yeniden büyülemeye çalışırlarken, hakikati bir efsaneye dönüştürürler. Muhafazakâr ve milliyetçi kesimde heyecanla sahiplenilen "milli ruh" ve "otantik kültür" arayışı, milli kültürü evrensel medeniyetten çok daha öncelikli kılar.
Kutsal devlet-millet-vatan teslisini, dil-tarih-coğrafya üçlüsüne bakışta yatan efsanevi ve irrasyonel tavırla birleştiren Milli Romantizm, Türkiye'de esas olarak edebiyatta gücünü gösterdi. Aksakal, modern Türk düşüncesinin en önemli temsilcilerinin ancak romantikleştirici etki uyandırabildikleri ölçüde sevilen, sayılan, hatta ikonlaştırılan birer edebiyatçı, tarihçi, politikacı veya şair olduğuna işaret ediyor.
Türkiye'de Nâmık Kemal ve Ziya Gökalp'in ön plana çıktığı ve bazen milliyetçi, bazen muhafazakâr, bazen de İslâmî yönü ağır basan bu "milli romantik duyuş"un, Kemalist, halkçı ve devrimci versiyonlarını da içeren genel karakteri üzerine ışık tutuyor. Romantik halkçılıktan romantik tarihçiliğe ve oradan da günümüzdeki romantik stratejik derinliklere uzanan, Şarkiyatçılık karşısında Garbiyatçı öfkeyi ön plana çıkaran bu siyasal düşünü anlamak için rehber niteliğinde bir araştırma.