Türkiye tarihinden ve güncel gelişmelerden söz edildiğinde orduyu dikkate almamak neredeyse olanaksızdır. Sıkça duyduğumuz "ordu milletiz" ifadesi bu kurum üzerine her şeyin bilindiği duygusu yaratmaktaysa da, TSK üzerine ne kadar yazılıp çizildiği de ortada. Bu kitapta, ordunun siyasal alana yönelik müdahaleleri öncelikli bir sorun olarak alınmak yerine, Cumhuriyet'in erken döneminden itibaren TSK'nın toplum mühendisliği projesi çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler ve ortaya çıkan sonuçlar üzerinde durulmaktadır. Zorunlu askerlik uygulamasına itiraz etmeyi güçleştiren kültürel-toplumsal etkenler, toplum mühendisliğinin kadının toplumsal konumuna etkileri ve resmi milliyetçilik ile ordu arasındaki ilişki kitapta yer bulan konular arasında.Toplumu şekillendiren, rejimin "kollayıcısı ve koruyucusu" olan TSK'nın kendisinin de değişim içinde olduğu tezi, bugün yaşanan gelişmeleri kavramak açısından da önem taşımaktadır.