1789 Fransız İhtilali'nin Osmanlı coğrafyasına etkisi tarihî bir olgudur. Batılılaşmanın kaynaklarını burada aramak gerekir. Mekteplerin açılması, topluma yeni bir dinamik kazandıracaktır. Bu dinamik, Jön Türkler hareketidir. Anayasal hareket, Jön Türkler'le başlar. Amaç padişahın iktidarına sınırlama getirmektir. 1876 Anayasası II. Abdülhamid istibdadına çarpacak; İttihat Terakki iktidara taşınırken Almanya'nın safında Birinci Dünya Savaşı'na giren Osmanlı İmparatorluğu parçalanacaktır. 19 Mayıs 1919'da halk kahramanı Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkması da önemli bir tarihî olgudur. Parçalanmış imparatorluğun küllerinden yeni bir Cumhuriyet kurulacaktır. Cumhuriyet devrimleri gerçekleşirken iç ve dış dinamikler rahat durmayacak; şeriat yanlısı, padişah yanlısı, hilafet yanlısı, saraylısı Ankara Hükümeti'ne karşı ayaklanacaklardır. Türkiye II. Dünya Savaşı'na girmeyecek ama taraf olacaktır. Savaş sonrasında çok partili siyasal rejime geçilirken CHP'nin içinden çıkan bir grup Demokrat Parti'yi (DP) kuracak; bu parti, 1950 yılı seçimlerinde iktidara gelecektir. DP, 1957 yılından sonra ekonomik başarısızlığa uğrayacak ama iktidarı bırakmak istemeyecek; 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi'ne neden olacaktır. Siyasi hayata önce 12 Mart 1971 muhtırasıyla, sonra 12 Eylül 1980 darbesiyle müdahale edilecektir. Yasaklı 1982 Anayasası toplumu dengesiz arayışlara itecek; Avrupa treninden indirilen Türkiye, Amerika'nın yönlendirmesiyle Ortadoğu çıkmazına saplanacaktır. Bu konjonktürün mimarları arasında başarısız koalisyon hükümetleri yer alacaktır. Yirmi yıllık ders notlarından oluşan bu kitabın tüm okurlarına Türk siyasi hayatını anlamada faydalı olması dileğiyle…