Türk toplumunun, Antik çağdan günümüze uzanan kendine özgü bir tarihsel gelişimi vardır. Bilindiği gibi Asyatik Türk toplumu, farklı coğrafya ve kültürlerin etkileşimi altında, uzun dönemli bir uygarlıklar sürecinden geçerek, Anadolu topraklarına yerleşmiştir. Bunların tümü tarihsel sürecin kök paradigmaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumların bunalımlı dönemleri, çoğu kez sosyal yapının kendine özgü frekans alanlarını da ortaya koymaktadır. Bu nedenle, toplumsal sorunlar kendine özgü norm ve değerleriyle bilimsel çözüm yollarına açık tutulmalı ve olaylar sistematik bir biçimde yorumlanmandır.
Bu araştırmamızda, bölgesel terör ve şiddet olaylarının arenası içinde yüzen ülkemizin temel sorunlarını sıralayarak, çözüm yollarını ortaya koymamız gerekmektedir. Özellikle, Güneydoğu yöremizde uzun süren gerilla savaşı sonucu, kaotik bir ortam içinde belirginlik kazanan sorunların da bilimsel araştırma yöntemleriyle açıklanmaları gerekmektedir. Bu tür yaklaşımcı bir yöntem, bizlere toplumsal sorunlarımızın alt yapısını açıklaması bakımından önemlidir.