"Türk Darbeleri Kısa Tarihi" olarak da tasarlanan bu kitapta Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devrolan darbe geleneği ele alınırken Alemdar Mustafa Paşa'dan bu yana gerçekleşen darbeler çeşitli yönleriyle inceleniyor: Liderleri kimler? Nasıl örgütleniyorlar? Hangi siyasi, ekonomik ve toplumsal koşullardan yararlanıyorlar? Nasıl her defasında güçlü toplumsal destek buluyorlar? Osmanlı'nın son dönemine damgasını vuran darbelerin liderleri Alemdar Mustafa Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mahmut Şevket Paşa ve Enver Paşa'dan hiçbiri fazla yaşamadı. Neden darbeler önce "kendi evlatlarını" yiyor? "Kemalistlerin kostümlü provası" denilen İttihatçılardan Cumhuriyet'e devrolan nedir? Günü ve saati geldiğinde darbelerin kolaylıkla yapılmasında ve her defasında yeterli toplumsal meşruiyeti kazanmasında sağlı-sollu siyasi akımların ve aydınların rolü nedir? 27 Mayıs darbesinin ertesi günü Aziz Nesin neden "Sağ ol generalim, sağ ol albayım, yarbayım, binbaşım, yüzbaşım! Sağ olun yiğit komutanlarım! Var olsun Türk ordusu" diye yazıyordu? 12 Mart'tan sonra Uğur Mumcu'nun "Atatürk düşmanları, din sömürücüleri, kafalarında seçim sandığı taşıyan namussuz politikacılar! İktidarınız son bulmak üzeredir" diye haykırmasının anlamı neydi? On yıllık periyotlarda meydana gelen darbelerin her birinin öncesinde büyük devalüasyonların olması tesadüf mü? Ya uluslararası konjonktür, ABD ve Avrupa ile darbeler arasındaki ilişkiler? Soğuk Savaş 1991'de bitmesine rağmen "Ergenekon Örgütü" neden tasfiye edilemedi ve Ergenekon Davası neden 2007 yazından sonra gündeme geldi? Bu kitapta bu soruların yanıtlarıyla birlikte sadece sağ/muhafazakâr görüşlerin değil sol/sosyalist görüşlerin de eleştirisini bulacaksınız...