Bu eserde; tarihimizin konusu olan olaylara ilişkin yorumlarımız ve bu olayların kahramanı olan büyüklerimize dair söz ve kanaatlerimiz, objektif biçimde dile getirilmiştir.
Kişilere olan sevgi ve saygımız, asla; devlet kültürümüzün üzerinde değildir. Devletine hizmet eden her kim ise; döneminin yöneticileri ile anlaşmazlık yaşasa da yaptıkları katkıdan dolayı teşekkürü hak etmektedir (Örnek; Mithat Paşa). Türk tarihi incelendiğinde; yapılan isyanların bile doğrudan devleti yıkmak gayesi ile olmadığı, bu yönüyle bir Fransız Devrimi ile örtüşmediği görülecektir. Devlete isyan ettiği için idam edilen Abaza Mehmet Paşa'nın kabrinin ,döneminde devletin kudretli veziri olan Köprülü Mehmet Paşa'nın kabri ile yan yana bulunması buna en güzel örnek olsa gerektir.
Eserimizde; insanın doğasında bulunan farklılığın neticesinde anlaşmazlık yaşanabildiği, bu durumun kişilere ön yargı beslenmesini gerektirmediği, buna karşın; şahsi çıkarların, gaflete ve bu gafletin; inanılmaz ve dahil onulmaz sonuçlara yol açtığı, vatan, millet, devlet bütünlüğüne zarar verdiği gerçeği vurgulanmaktadır. Bilhassa; hazin sonla biten 2.Viyana Kuşatmasının sebepleri arasında ,bahsettiğimiz bu gaflet ziyadesiyle göz önüne getirilmekte ve bu hususa eserimizde özellikle dikkat çekilmektedir.
Tarihe mal olmuş ve nam salmış karakterlerin; iyi niyetle sergiledikleri gayrete samimane tebriklerimizi sunarken,yapılan hatalara da dikkat çekilmiş, nesnel bir bakış açısı ve eleştirel bir düşünce sistematiği oluşturulmaya gayret edilmiştir.Baltacı Mehmet Paşa'nın Prut Zaferi heyecanla tebrik edilmekle beraber ,bu savaşın Rus Çarlığını büyük bir tehlikeye dönüşmeden tamamen etkisiz kılma, imkan ve fırsatının kaçırılması da objektif bir açıyla dile getirilmiştir.
Sebep ve sonuçları ile hemen hemen sıfır hata ile neticelenen zaferlerimiz anlatılırken; coşkun ve yürekli atmosfer, milli ve manevi hissiyat ve döneme ilişkin tasavvurlar özenle belirtilmiş ve yeni neslin bu ruhiyata sahip olması temennisi arzu edilmiştir (Örnek;Ayn Calut Savaşı,İstanbul'un Fethi,Çaldıran ve Mohaç Savaşları,Uyvar'ın Fethi, Girit'in Fethi vb.).
İlkçağlardan başlayarak ,İslam öncesi ve sonrasında; Türk Milleti'nin tabii ve yaşamsal fıtratına atıf yapılarak bu konuda objektif bir değerlendirme cihetine gidilmiş, halihazırdaki yanlış gördüğümüz telakkilere göndermeler yapılarak bu konudaki kanaatimiz ifade edilmiştir (Örnek; Türklerin kımız yapıp içmesinin;İslam inancına aykırı olamayacağı, kendisinde var olan cesaret ve yiğitliğin; Allah vergisi olduğu ve bu durumun, Türk Milleti'nde karakteristik bir özellik olarak bulunduğu).
Bu çerçevede; iyisi, kötüsü, sağlamı, hastası ve doğrusu-hatası ile tarihimiz, bütünlük içinde değerlendirilmiştir.
Hülasa;
"İncelersek; tarihimizi,
bütün mazimizi ,
alırız dersimizi,
görürüz kendimizi."…