Günümüzde kişisel verilerimizin devamlı olarak el değiştirmesi, hatta saniyeler içerisinde başka ülkelere aktarılabilmesi olağan bir hal aldığı gibi, kontrolümüzden çıkan kişisel verilerimizin güvenliği endişesini de beraberinde getirmiştir. Zira aktarıma konu olan veriler, sonuç olarak birkaç kişinin hakimiyeti altına girdiğinden uygulamada söz konusu verilerin güvenliğinin sağlanması ve ilgili kişinin haklarını kullanmasına ilişkin sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu eserde uygulamada karşılaşılan sorunları tespit edebilmek ve yeri geldiğinde çözüm önerilerinde bulunabilmek adına, kişisel verilerin aktarılması kavramı Avrupa Birliği ve Türk hukukundaki düzenlemeler, içtihat, doktrin, yetkili makamların görüşleri ve kararları ışığında değerlendirilmiş; konuyla ilgili iki hukuk sistemi arasındaki yaklaşımlar karşılaştırılmıştır.