İnsan fıtratındaki çatışma ve uzlaşma potansiyeli sebebiyle yönetme ve yönetilme meselesinin ilk insan gruplarından bu yana gündemde olduğunu söyleyebiliriz. Tarihin akışı içinde farklı insan topluluklarının teorik ve pratik anlamda karşılaştığı sorunları, bu sorunları çözümlemede kullandıkları yaklaşım ve teknikleri kavrayabilmek için onları kendi anlam dünyaları ile birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Her topluluk zaman içinde yaşama dair elde ettiği tecrübelerle kendi inanç ve değerlerini oluşturur ve yapıp ettikleriyle bu inanç ve değerleri pratiğe döker. Sosyal bir varlık olan insanı anlayabilmek, içinde yaşadığı toplumun kültürel özelliklerini tanımaktan geçer. Yönetim meselesini de sosyal bir problem olarak gördüğümüzde onu dışarıdan bakarak etik (etic) bir yaklaşımla ele almak eksik kalacaktır. Doğasında insanlar arası etkileşimin olduğu yönetim gibi sosyal konuların, topluluk ya da toplum düzeyinde bağlamı ile birlikte, içeriden emik (emic) bir yaklaşımla incelenmesi; konunun anlaşılması, açıklanması ve anlamlandırılması açısından önemlidir. Bu kitap, yönetim kültürümüzü (Türk yönetim kültürünü) anlamaya ve açıklamaya yönelik bir bakış açısı sunmaktadır.