Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası olarak tanımlamıştır. Bir başka deyişle, duyu verilerimiz düzensiz, bilimsel veriler ise düzenlidir. Bilimsel veri, bilmek istenilen olgunun oluş sürecinin yasalarının ilişkisel bilgisidir. Bilimsel bilgi denilen bu bilgi türü, bize, ilişkide olduğumuz, yoğunlaştığımız olgudan yararlanma, onu geliştirme, yetkinleştirme olanağı sunmaktadır.
Anadili eğitimi, edinilmiş yetisel anadili kullanımının (tüm anlaksal/zihinsel işlemler ile somut dilsel işlemler) yetkinleştirilmesi amacına odaklanmış eğitimsel süreçlerin bütünüdür.
Anadili/dil kullanıcısı, aralıksız dil üretimi etkinliğinde bulunmaktadır. Alıcı ya da verici, etken ya da edilgen, gündelik ya da bilimsel/sanatsal tüm dil etkinlikleri dilin yeniden ve yeniden üretimi ile gerçekleştirilmektedir. Diğer bir deyişle, anlama, anlatma, yorumlama dilin üretimi süreci ve sonucunda gerçekleşmektedir.
Dil üretimi süreci tindilbilimsel veriler, örnekçeler, kuramları dayanak alarak uygulamalı dilbilim aracılığıyla anadili eğitimine yönlendirilebilirse, yani düzensiz duyu verilerinden değil, düzenli tindilbilim verilerinden yararlanılırsa, amaçlanan anadili kullanımını yetkinleştirme uğraşı, güvenilir biçimde başarıya yönelebilir.
Voloşinov'un dediği gibi: "dilin gerçekliği aslında dilin üretimidir."