Değişik adlarla (Kîrmanckî-Zazakî-Kirdkî-Dimilkî) bilinen Kürtçenin Zazaca/Kırmancca lehçesi, uzun bir sözlü edebiyat dönemine karşılık çok kısa (özellikle 1980 sonrası) bir yazılı edebiyat dönemine sahiptir. Bu dönem, özellikleri (eserleri) itibarıyla tartışmaya açık bir dönem olarak görülebilir. Ancak oldukça heyecanlı ve yaratıcı bir dönem olarak da tanımlanabilir. Çünkü böyle kısa bir dönem içinde, bir hayli yazılı metnin oluşması kolay olmasa gerek. Her dilin sıkıntılı ve kritik dönemleri elbette vardır. Hele hele bu dil yasaklı bir dil ise, böyle sıkıntılı anlar yaşaması kaçınılmazdır.
Dil, yazılı edebiyat dili olmasına rağmen standardizasyona ihtiyaç duymayabilir. Bu onun ulusal ihtiyaç dili halini alması veya devlet dili olup olmaması ile ilgili bir durumdur. Kürtçe dilinin Kurmancca ve Goranca lehçeleri, uzun bir yazılı edebiyat dönemi yaşamasına rağmen standardizasyon çalışmalarına kısa bir dönem önce başlanmıştır. Bu dönem, Kırmancca lehçesi için son yirmi yıl denebilir.
Konuşanları tarafından, anlaşılabilir, paylaşılabilir bir dil standartlaşmaktan kaçamaz. Ortak formların kullanılmasına ve kademeli olarak standardizasyona gitmek zorundadır. Herkesin kendi yöresine, hatta yerleşim alanına göre yazması, anlaşılmazlığı da beraberinde getirir. Nitekim, Kırmancca lehçesinde yaşanan da budur. Ancak Vate Çalışma Grubu (Gruba Xebate ya Vateyî) adlı bir Kırmancca dil çalışma grubu, 1996 yıllından bu yana, önemsenecek değerde çalışmalar yürütmüş ve yürütmektedir. Bu anlamlı çalışmalarını dilin standardize edilmesine yönelterek çalışmalarını daha da anlamlılaştırmıştır. Bu durum, taktire değer bir durum olmakla birlikte, tarihi bir anlam da ifade etmektedir.