Anladık, eğitim şart. Peki, nasıl öğreneceğiz? Öğretmek de kolay. Anlatırsın, öğrenen öğrenir,peki ya öğrenemeyenler? Son cümlenin virgülden sonrası, öğretenleri çok ilgilendirmez,çünkü orası cısss! Düşünmek için kelimeler deriz hep. Aslında lazım olan kelimeler değil,kavramlardır düşünebilmek için. Kelimeler, kavramların sese, söze bürünüp dil diye görünenkısmından bir parçadır. Yetmez! Doğanın tabiatı, insanın dilinden düşüncenin evreninetaşınır. Dokuz koyun dediğimiz, bir koyun değil midir? Hımm… Peki iki koyun olsun ozaman. Yedisini kurt yedi. Ama sen de Nasreddin Hocanın komşusu gibisin; kazan doğuruncasevinçli, ölünce üzgün. Evet, bilgi bir nokta idi, sanırım, öğrenirken çoğaltıyoruz. Dengedekalmak için eğitim şart, yani itidalli olmalıyız, yoksa marjinal, radikal, dengesiz ya da uçtaolabiliriz. Türkçe bu işte; sadece karşıt anlamlılar değil, karşıtların da benzer anlamlıları olankelimelerine sahip.