Batı toplumlarında 12. yüzyıldan itibaren Feodalizm içerisinde ortaya çıkmaya başlayan sivil toplum, 17. yüzyılda siyasal ve toplumsal kavramları arasındaki ayırım, değişen siyasal sistemler, kişi hak ve hürriyetlerinde meydana gelen gelişmeler ve şehir hayatı, devlet ile sivil toplum arasında farklılaşma olgusunu ortaya çıkarmıştır. 17. yüzyılda Locke ve Hobbes ile başlayan sivil toplum tartışmaları, günümüzdeki anlamıyla yani bağımsız anlamıyla kullanan Hegel ve sonrasında Marx, Gramsci gibi düşünürlerle devam etmiştir. Devlet ve devlet otoritesinin dışında kalan ekonomik ve toplumsal alanı ifade eden sivil toplum kavramı ile ilgili ileri sürülen görüşler ve tartışmalar bugün bile devam etmektedir.