Barış Can, "Türkiye'de siyasi mahkumların kapatılması ve F Tipi Ceza Evleri" başlığını taşıyan bu kitapta, sadece 'mahpus damı'ndan F Tipi Ceza evlerine, siyasi mahkumların izini sürmüyor. Aynı zamanda rejimin niteliğini de açığa çıkarıyor. Zira ceza evleri rejimin tüm çıplaklığıyla görünür olduğu yerler, mekanlardır. Elbette görmek için bakmak gerekir ama bakmak da her zaman görmenin garantisi değildir. Kitapta her ileri aşamada cezalandırmanın nasıl değişip, "geliştiği", "Batılılaştığı", sınıf kini denilenin ne olduğu da gayet net bir şekilde ortaya konuyor. Dikkat çekilen bir husus da, siyasi muhalifleri, rejim muhaliflerini 'kapatma', cezalandırma konusunda devletler arasındaki işbirliği ve dayanışmanın her ileri aşamada daha da yoğunlaştığıdır...
Siyasi muhalefetin güçlenmesiyle cezalandırma arasında diyalektik bir ilişki var. Nitekim rejime yönelik muhalefet büyüdükçe, cezalandırma yöntem ve araçları da "gelişiyor, çeşitleniyor ve daha rafine hale geliyor. Barış Can, 12 Eylül darbesini, siyasi mahkumların kapatılması sürecinde bir kırılma anı olarak alıyor ve F Tipi Cezaevlerinin rejim tarafından nasıl gerekçelendirilip dayatıldığını gözler önüne seriyor. Doğrusu, muhalifi düşman, farklı düşüneni hain sayan TC rejiminin niteliğini merak edenlerin, bu ülkenin kara tarihini anlamak gibi bir niyeti olanların okuması gereken önemli bir kitap. Zaten dili ve didaktik kurgusu da, okumaya davet ediyor... Bize de böyle bir eser ortaya koyduğu için, Barış Can dostumuzu kutlamak düşüyor...