Sosyal güvenlik sisteminin finansmanı tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de önem arz etmektedir. Sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmayan sistemler ya faydalanıcıların sosyal riskler karşısında verimli bir şekilde koruma altına alınamamasına sebep olur ya da kamu bütçelerine yük oluştururlar. Türkiye'de erken yaşta emeklilik, etkin olmayan sağlık harcamaları, aktif-pasif oranının olması gereken seviyede olmaması, kurum icra memurlarının sayısının az olması ve özlük haklarının yetersiz olmasından dolayı prim tahsilatlarının etkin bir şekilde yapılamaması, yüksek kayıt dışı istihdam oranları, eski dönemlerde sosyal sigortalar kurumlarına ait fonların amacı dışında kullanılması, sık sık prim af kanunu çıkarılması gibi sebeplerle bütçe dengesinden bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeple her yıl sosyal güvenlik açığını kapatmak için merkezî bütçeden Sosyal Güvenlik Kurumu'na milyarlarca lira aktarılmak zorunda kalınmaktadır.