Türkiye, 29 Ekim 1923 tarihinde egemenliğin halka ait olduğu, yürütme fonksiyonunun cumhurbaşkanı ve başbakandan oluştuğu bir hükümet sistemini benimsemiştir. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan hal koylaması ile çok köklü bir değişikliğe gidilerek Başbakanlık kurumu kaldırılmış ve cumhurbaşkanı yürütmenin tek yetkilisi halini almıştır. Başkanlık, Yarı Başkanlık ve Parlamenter Hükümet Sistemlerinden çeşitli unsurlar içeren bu yeni sistemin dünyada birebir başkaca emsali bulunmamaktadır.
Bu nedenle geçmiş deneyimlerinden ders çıkarılabilecek uygulama örnekleri mevcut değildir. Yeni yönetim modeli olağan ve olağanüstü zamanlarda, uluslararası gerginlik ortamlarında, sosyal, siyasal, askeri ve ekonomik kriz zamanlarında henüz yeteri kadar test edilebilmiş değildir.
Muhtemel ve müstakbel olumsuzlukların öngörülerek geleceğe dönük tedbirler alınabilmesi için geniş perspektifli bir projeksiyonunun yapılması zorunludur. Geçmiş deneyimlerinden faydalanılabilecek emsaller bulunmadığına göre, bu öngörüler ancak bilim insanları tarafından yapılabilir.
Kitapta konusunun uzmanı on altı akademisyen, on dört bölüm başlığı altında yeni yönetim modelini analiz etmektedir. Okuyucu, bölümleri tümevarım tekniği ile zihninde birleştirdiğinde, hükümet sistemleri, dünyada uygulanan yönetim modelleri, hükümet sistemlerinin sosyal, siyasal, antropolojik ve ekonomik boyutları gibi konularda çok değerli bilgiler edinecek ve geçmişten geleceğe Türkiye'nin hükümet sistemleri konusunda çok geniş bir bakış açısına sahip olacaktır.
Özverili araştırma, özenli inceleme ve derin akademik çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış olan bu kitabın, okurların düşün ve karar dünyasında üst seviyede birikim oluşturacağı ve sunduğu bilimsel bilginin, akademik sınırları aşarak toplumun tüm kesimlerine ulaşacağı umulmaktadır.