Şarasan ya da gerçek adıyla Sarkis Tütüncüyan, ilk baskısı 1914'de, Osmanlı halkları için her açıdan uğursuz bir yıl olan 1915'ten tam bir yıl önce yapılan bu eseri kaleme alma gerekçelerini şu sözlerle anlatır: "Küçük yaşlardan itibaren tiyatroya ve tiyatroculara olan ilgi ve merakım, babamdan kalan bir fotoğraf albümünü karıştırırken rastladığım birkaç Türkiyeli Ermeni tiyatro emekçisinin fotoğraflar ile karşı konulmaz bir hâl aldı. Onları birer mücevhermiş gibi özenle yerlerinden çıkarıp cebime yerleştirdim. Tanıdığım herkese o resimleri göstermekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyordum. Çevremdeki insanların da yardımıyla bu fotoğrafları çoğaltmaya ve o insanlar hakkında inanılmaz ilginç bilgiler toplamaya başladım. Bir süre sonra artık oldukça geniş kapsamlı ve ciddi bir koleksiyonun sahibiydim. Ama zamanla bu fotoğraflar bendeki eski tazeliklerin ve ilginçliklerini kaybetmeye başladı. Sonuçta hepsi basit birer fotoğraftı. Araştırmalarımı genişletmeye ve o insanların yaşamlarını, çektikleri güçlükleri ve devrin Türkiye Ermeni Tiyatrosunu incelemeye karar verdim." İlk bakışta mütevazı görünen ancak Osmanlı Tiyatrosu tarihi araştırmacıları için uzun yıllar en önemli başvuru kaynağı olmuş olan bu küçük kitapçık, modern tiyatromuzun doğuşunu, isimlerini unuttuğumuz birçok cefakâr sanatçının hayat hikâyeleri üzerine kurulu bir roman tadında anlatmakta.