Coğrafya güçle ilgilidir. Dünya coğrafyası doğanın değil, rakip otoriteler arasında yaşanan güç mücadelesinin bir ürünüdür. Bu mücadelede ekonomik güç önemli bir avantaj olsa da günümüzde en güçlü orduya sahip olmak en güçlü ülke olmak için yeterli değildir. Çünkü her coğrafya kendi "bölgesel NATO"sunu oluşturabilecek potansiyele sahiptir.
Bir devletin güvenlik aralığı, başka bir devletin tehdit aralığını belirlemektedir. Dolayısıyla Türkiye çevre coğrafyasıyla ne kadar çok güvenlik aralığı tesis edebilirse dış müdahaleleri engelleyebilme potansiyeli o kadar artacaktır. Bu nedenle Türkiye'nin "bölgeselcilik" adına üstlendiği sorumluluk ve rol büyük önem arz etmektedir.
İran, Türkiye'nin bu bölgeselcilik yaklaşımının değerini dikkate almalıdır. İki büyük dünya savaşı arası dönemde Türkiye'nin gayretleriyle inşa edilen Balkan Antantı ve Sadabad Paktı günümüz bölgeselciliği adına önemli ilham kaynaklarıdır. Türkiye bu doğrultuda özellikle Doğu Akdeniz, Güney Kafkasya ve Hazar Havzası'nda yeni bölgesel paktlara önderlik edecek oluşumların hazırlığı içindedir.
Bu kitap Türkiye'nin eşsiz jeopolitik değeri ve bölgesel gücü ışığında komşu ülke İran ile olan ilişkilerini bölgesel ve küresel politikalar eşliğinde ele alıyor.