Siyasi coğrafyanın inceleme alanlarından birisi de sınırlardır. Ülkeler arası temasın sağlandığı geçirgen sahalar veya kimi yerde adeta suni bariyer olarak kabul edilen sınır birimi, coğrafi açıdan önem verilen bir araştırma konusudur. Devletlerin mülki hatlarını belirleme, güvenliğini sağlama ve mekânı koruma çerçevesinde ele alınabilecek siyasi sınırlar, aynı zamanda ticari coğrafya açısından üzerinde bulundurduğu gümrükler vasıtasıyla da ekonominin taşıyıcılarındandır. Türkiye gibi stratejik konumu güçlü olan bir ülkede sınırları her boyutuyla analiz etmek ve özellikle Doğu-Batı arasında koridor vazifesi görerek bir geçiş aksı oluşturan batı kara sınırlarını coğrafi perspektifle tahlil etmek bu kitabın ana çerçevesini oluşturmaktadır.
Türkiye'nin batı kara sınırları, Doğu-Batı arasında yaşanan siyasi gelişmelerin, coğrafyanın temel prensiplerinden olan karşılıklı ilgi ve nedensellik ilkeleri bağlamında yansıdığı coğrafi bir saha olarak, AB-Türkiye arasındaki politik ve ekonomik ilişkilerde belirleyici misyona sahiptir. Günümüzde yaşanan salgın hastalıklar, savaşlar ve birçok ekonomik veya siyasi değişkenden anlaşılmaktadır ki; AB-Türkiye sınırları dâhil olmak üzere Dünya'nın birçok bölgesindeki siyasi sınırlar artık çok daha belirgin ve güvenlik açısından çok daha kontrol edilmesi gereken alanlar haline gelmiştir.
Siyasi sınırlardaki geçirgenlik veya farklı güvenlik parametreleri bir yana, günümüzde artık "Siber Sınır" kavramı ortaya çıkmaya başlamıştır. Devletler yakın gelecekte sanal koruma kalkanları kurarak sınırlarının ve verilerinin güvenliğini sağlamak zorunda kalacaktır. Esasen siyasi sınırlar her türlü senaryoda devlet teşekküllerinin önemli birer enstrümanı olmayı sürdürecektir. İşte bu kitapta tüm bu ana hatların geniş izahatları yapılmakta ve Türkiye'nin batı kara sınırları üzerinden uygulamalı bir "sınır" araştırması sunulmaktadır.