Eylül, 1980… Saat: 03.00
Şiddetli bir depremle bütün Türkiye sarsıldı.
Alabora oldu ülke. Kimileri öldü, kimileri yaralandı, kimileri sakat kaldı. Psikolojik rahatsızlık geçirdi kimileri. Bazısı işini kaybetti. Nice ocaklar söndü, yuvalar yıkıldı.
Sosyal, siyasi, ekonomik yapı enkaza döndü. Devlet, beyin travması geçirdi. Ülkenin başında bulunanların haksız, acımasız ve keyfi yönetimleriyle herkes tedirgindi. Canından ve malından emin değildi kimse.
Memleket karanlığa gömüldü. İnsanlar önünü göremiyordu. İşsizler çoğaldı. Temel ihtiyaç malları bile bulunmuyordu. Karaborsa oldu her şey. Halk yoksullaştı. Hırsızlıklar, haksızlıklar, ahlaksızlıklar, içki ve uyuşturucu kullanımı arttı bu siyasi depremden sonra. Maddi ve manevi her şey çöktü.
12 Eylül, bir milattı. Yeni bir nesil yetiştirdi darbe. Bireyselleşti insanlar. Bencilleşti. Korkaklaştı. Riyakârlaştı. Gayesizleşti. Menfaat kavgası derdine düştü. Davasını, idealini, ülküsünü, misyonunu yitirdi. Kişiliğini, kimliğini yitirdi çokları. Toplum, korkunç bir depresyon geçirdi. Kâbus çöktü ülkenin üzerine. Yozlaştı ülke insanları.