1990'lardan sonra kalkınma kavramı yeni bir kimliğe ve içeriğe bürünerek araştırmacıların, akademisyenlerin ve politika yapıcıların tekrar gündemine oturmuştur. Rekabet, girişimcilik, yenilik ve bilginin ülkelerin uluslararası arenada konumunu belirlediği günümüz donyasında yeni kalkınma politikaları ve bu politikaların temelini teşkil edecek yeni kalkınma teorileri oluşturma çabası artmıştır. Kalkınma teori ve politikalarında yaşanan bu değişim doğal olarak bu kuram ve politikalırndan türetilen bölgesel kalkınma uygulamalarına da yansımıştır. Özellikle 1990 sonrası dönemde bölgesel ve yerel kalkınmaya ilişkin iki kavram tartışılmaya başlanmıştır. Bunlardan biri "birlikte üretim" diğeri ise "yönetişim"dir. Üretim ve karar sürecine söz konusu aşamalarda yer alan tüm aktörlerin katılması gerektiği yönündeki anlayışın kabul görmesiyle birlikte geleneksel yukarıdan aşağıya kalkınma politikalır terk edilip ve bunun yerine aşağıdan yukarıya kalkınma politikaları uygulanmaya başlanmıştır. Politikalarda yaşanan bu dönüşüm sonucunda politika kararı alan ve uygulayan aktörler de değişme uğramıştır. Dolayısıyla 1990 sonrası dönemde kalkınmaya ulusal pencereden bakan ve bir bölgenin kalkınmasının sorumluluğunu üstlenen merkezi devletin yerini yönetişim anlayışı çerçevesinde yerel ve bölgesel otoritelerin, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla oluşan "Bölgesel Kalkınma Ajansları" almaya başlamıştır.
Bu çerçevede çalışma, küreselleşme süreciyle birlikte değişime uğrayan bölgesel kalkınma teorilerini ve politikalırını, bu değişimin yeni kurumları olan kalkınma ajanlarını ve bu yeni kalkınma anlayışınan önce Ab'deki daha sonra ise esas olarak türkiye üzerindeki yansımalarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Kitabın öğrencilere ve konuyla ilgilenenlere yararlı olmasını dilerim.