Her toplum değişme sürecine tâbidir.Bu değişmeyi nitelik ve nicelik bakımından başlatan ve sonuçlandıran başlıca faktörleri eğitim ve öğretim oluşturmaktadır. Eğitim toplumdaki değişmeleri, amaçlar ve işleyişler bakımından etkilenmekte ve değişikliğe uğramaktadır. Eğitimin bütün alanları için geçerli olan bu esaslar din eğitimi ve öğretimi için de geçerlidir. Fert ve toplum hayatında böylesine önemli olan bir konu aynı zamanda siyasî ve ideolojik yaklaşımların da temel konusunu oluşturmaktadır.
1920'den 1998'e gelinceye kadar, Türkiye'de din eğitimi sorununun yeterli ilgiyi görmediği, yeteri kadar bu meselelere imkan ve zaman ayrılmadığı ileri sürülemez. Ancak din eğitimi, ve öğretimi alanında yapılan yapısal ve işlevsel çalışmalara bakıldığında, siyasî ve ideolojik yaklaşımların ağırlık taşıdığını görüyoruz. Halbuki eğitime ve özellikle din eğitimine siyasî anlayışlara göre çözümler üretmek yerine, dinin fert ve toplum hayatındaki vazgeçilmez yerine, İslâm dininin, milletimizin, kültür ve medeniyet hayatındaki etkisine yalnız tarihî açıdan değil, aynı zamanda günümüzdeki işlevine göre bakmak ve ona göre örgün ve yaygın eğitimdeki yerini belirlemek daha gerçekçi bir yaklaşımdır.
Cumhuriyet tarihimiz boyunca din eğitimi ve öğretimi alanında yapılan çalışmalara tarihî seyri içinde ve günümüzdeki sorunlara göre baktığımızda siyasî ve ideolojik anlayışların öne çıkmasına rağmen, iyi niyetlerle, dinin doğru öğretilmesindeki arayış ve uygulamaların olduğunu da görüyoruz. Ancak din eğitimi ve öğretimi konularındaki bilimsel çalışmaların yetersizliği, tecrübe birikiminin sağlanamayışı sonucunda, olumsuz uygulamalar da görülmüştür.