Yasak koyma uygulaması, iki insanın birlikte yaşamasıyla başlamıştır. İnsanların çoğalması, idarelerin ve devletlerin oluşmasını doğurmuştur. Devlet yönetimi, yasaların ve buna bağlı kuralların konulmasını, bunların da yöneticiler tarafından uygulanmasını gerektirmiştir. İdare edenlerin tutum ve davranışları, birikimleri ile idare edenlerin özellikleri, konulan kuralların uygulanmasında etkili olmuştur. Yönetilen insanların, yani halkın düşüncelerini açıklamaları ve bu yönde bağımsız olarak uygulama teşebbüsleri, idare edenleri her zaman rahatsız etmiştir. Bunlara karşı tedbirler almaya sevk etmiştir. Yöneticiler, bu engellemeleri, genel olarak yazılı kurallara dayalı şekilde uygulamışlardır.
Bizim bu yayında konumuz olan bu uygulamaların isimlendirilmesine, anlamına "sansür" denilir. Sansür, tarih boyunca idare edenlerin özelliklerine/yaşanan dönemin şartlarına, devletin iç ve dış ilişkilerinin gidişatına göre uygulanmıştır. Savaşlar, olağanüstü haller ve tabii afetlerin ortaya çıktığı zamanlarda sansür uygulamalarına sıkça rastlanır. Sansür, hangi şartlarda ve hangi niyetle uygulanırsa uygulansın, toplumlar tarafından hoşgörüyle ve olumlu karşılanmamıştır.