Toplumsal bir faaliyet olarak siyaset, toplumun diğer faaliyet alanlarıyla dinamik bir etkileşim halinde varlığını sürdürür; hem onları etkiler hem de onlardan etkilenir ve sürekli belli değişmeler geçirir. Hayat dediğimiz karmaşık dünyada siyasetin yeri ve önemi sürekli değişime maruz kalmakta, insanlar ona farklı anlam ve değer yüklemektedir. Siyaset çerçevesinde değerlendirilin faaliyetlerin, hayatın ekonomik, sosyal, kültürel, yönetim ve ahlak gibi diğer alanlarından bağımsız olmadıkları görülür. Farklı düşünce ve felsefi akımların siyasete atfettikleri anlam değişiklik gösterse de siyasetin toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu ve insan hayatının değerini yükseltmek için siyasetin vazgeçilmez olduğu hususunda bir tartışma bulunmamaktadır.
Klasik, geleneksel, modern veya postmodern dönemlerdeki farklı siyaset anlayışlarından hangisini merkeze alırsak alalım siyasetin yaşanan hayatın vazgeçilmez bir gerçeklik alanını oluşturduğu ve insan ontolojisi ile birlikte var olduğu gerçeğini değiştirmez. Siyaset ister devlete ilişkin faaliyetler, ister iktidar mücadelesi, ister değerlerin otorite yoluyla dağıtımı süreci olarak kabul edilsin toplumun ekonomik, sosyal, kültürel, felsefi, ahlaki, idari gibi hayatın diğer faaliyet alanlarıyla etkileşim halinde olan bir gerçeklik olarak ideallere ulaşmada vazgeçilmez bir eylem alanını temsil ettiği açıktır.
Bu çalışma siyasetle toplumun diğer toplumsal alanları arasındaki yakın ilişkiyi ve etkileşimi Türkiye örneğinden hareketle ele alarak değerlendirmeler yapmaktadır.