Yıl 1965.. Lise yıllarımdı, yaz tatilinde iki arkadaşımla birlikte satın aldığımız bir çadır, çantamıza sığacak bir kaç alet ve ev eşyası ile Antalya'nın Side ilçesine kamp yapmaya gittik. Denize yaklaştık. 150 metre uzakta kamp çadırımızı kurduk ve tatilimizi yaşamaya başladık.
Yakınımızda ki bir kampingi bir gün ziyaret etme fikri doğdu ve kampinge gittik. Kampingde çekme karavanla gelen dört kişilik bir Alman aile vardı. Çekme karavanla ilk ciddi tanışmam olan o anı hayatım boyunca unutmadım, unutmayacağım da.
Gençliğin verdiği cesaret ve İngilizceyi gayet yeterli düzeyde konuşabiliyor olmanın verdiği güvenle Alman turistle diyaloga girmekte zorlandım. Bir kaç tanışma sözcüğünden sonra Alman da bize yanıklık gösterdi ve oturmamız için yer gösterdi. Biz de arsızca oturduk!.. İstanbul'dan geldiğimizi lisede okuduğumuzu vs. anlatarak koyu bir sohbete girdik. Hatta öyle bir zaman geldi ki onlara arkadaşlarımın da yardımıyla İstanbul'un fethini özet olarak anlatmayı bile becerebildik. Alman bu samimiyetimizden etkilenerek bize neskafe ikram etti.
Aslında aklımdan geçen düşünce bu karavanın içinin nasıl bir şey olduğu ve nasıl görebileceğimdi. Sohbetin kesildiği bir noktada alman turiste karavanın içini çok merak ettiğimi ve görmek istediğimi söyledim. Almanda "naturlich (tabi)" diyerek yerinden kalktı ve önce kendisi karavana girerek bizi de arkasından davet etti. Beş metreyi aşan uzunluğuyla karavan ve içinde ki mobilyaların ihtişamı karşısında etkilenmiştim. Klima bile vardı karavanda Alman bana ve arkadaşlarıma dolap kapaklarını açarak bazı tanıtım bilgileri verdi. 1,5 metreye yaklaşan uzunluğuyla mutfak tezgahı, onun üzerinde ki cam kapaklı ocak ve tezgah altında ki çekmeceler ile çekmece içeriğini bugün dahi hatırlıyorum.
İşte o gün benim 2009 da başlayan karavan tutkumun tohunlarının atıldığı gündü. Tam kırk dört yıl bu hatıra ile sabrederek yaşadım. 2009 da ilk çekme karavanımı satın aldım, karavancılık hayatım başlamış oldu.
Unutulmaz heyecan ve keyif veren yılları geride bırakarak bugüne geldik. Ne biz karavanı bırakabildik, ne de karavan bizi. Anı dağarcığımızı doldurmaya sarmaş dolaş birlikte yaşamağa devam ediyoruz..