Türkiye kürtleri ile ilgili literatür tarih alışmaları alanı ile bölgesel/küresel siyasetin güç ilişkeliri arasında hapsolmuştur. Kürtler ezici bir çoğunlukla ve "ülke içindeki boyutlarıyla 'Kürt Problemi' olarak ve uluslararası bağlamda da 'Kürt Sorunu' olarak" akademik çalışmalara konu edilmektedir. Bugüne kadar özellikle Türkiye Kürtleri üzerine, yapılan çalışmalar söz konusu nüfusu kendi içinde bir entitenin toplumsal dinamiği olarak tanimaya/anlamaya girişmemektedirler.
Türk akademik literatüründe Kürtlerle ilgilenmiş sosyolojik meşrepli bir çalışma mevcut değildir. Bu bağlamdaki entelektüel alanın neredeyse tamamını kısıtlı/taraflı siyasi yaklaşımlar oluşturmaktadır. Önümüzdeki bu toplumsal fenomenin sosyolojik anlamlandırması, yoğun/hakim ve gerili politik atmosfer altında adeta nefessiz kalmıştır. Türkiye'nin Batı nezdindeki önemi ve kendi içine kapanmış Kürt politikası "Türkiye Kürtleri" mevzusunu yakın zamanlara kadar Pandora'nın Kutusu'nda kilitli tutmuştur. Bu kitap, bu yoksunluğu gidermeye girişmeyi amaçlar.