Orta Asya, medeniyetlerin doğduğu, büyüdüğü ve son bulduğu uçsuz bucaksız bir coğrafya… Karasallığın hüküm sürdüğü bu coğrafyada yağışlar az, kuraklık fazladır. İklim koşullarının bu denli zor geçtiği bir coğrafyada Orta Asya bozkırlarının hırçın, hırslı ve agresif yapısı Türk'ün ve Türk devletlerinin yaşamını zorlaştırmaktadır.
Peki, bu denli zor bir coğrafyada Türkler nasıl hayatta kalmayı başarmışlardır? Bozkırın hırçın, hırslı, sert ve agresif yapısında atlarıyla nasıl bir bağ kurmuşlar ve nasıl bir yaşam benimsemişlerdir? Atla kurulan bağ Türk karakterine nasıl yansımıştır? Türkler atlarına nasıl bakmaktadır? Hangi atları yetiştirmekte ve ne amaçla atlarını kullanmaktadır? Türkler, atları yoluyla gelecek nesle nasıl bir iz bırakmıştır?
İşte eser bütün bu sorulara bilimsel metotlarla, akademik bir bakış açısı ile cevap vermektedir. Okurlarını Orta Asya'nın sert, acımasız, hırçın, hırslı ve agresif yapısını bünyelerinde hissetmelerini sağlamaktadır. Okur, eserle birlikte hem Orta Asya'yı tanıyacak hem de bu coğrafya üzerindeki Türk atlarının önemini kavrayacaktır.