Günümüze değin yapılan çalışmaların genellemeci bakışları neticesinde, Şiî kelamının -imamet bahsi hariç- Mutezile kelamından iktibas bir kelam sistemi olduğu algısı ortaya çıkmıştır. Fakat elinizdeki kitap, Şiî kelam sisteminin yetkinleşmesinde büyük paya sahip Nasîruddin Tûsî ve eseri Tecrîdü'l-itikâd ve bu esere yazılan şerhler üzerinden, Şia'nın kelam meselelerinde Ehl-i sünnetten de kayda değer bir oranda etkilendiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Şia'nın dört büyük hadis kitabında, hata yapmanın, Ehl-i sünnetten herhangi bir düşüncenin iktibas edilmesinden daha iyi olacağı minvalindeki imamlardan gelen rivayetlere rağmen Tecrîd'de, Allah'ın sıfatları, kulların fiilleri gibi can alıcı konularda Sünni kelamdan düşünce aktarımı yapılması mezhepler arası çizgilerin çok keskin olmadığını gösterir. Çok uzun süredir Müslüman dünyada mezhepsel çatışmanın tarafları olarak görülen Sünnî ve Şiîlerin İslam düşüncesi açısından çok önemli meselelerde uzlaşabileceğinin göstergesi şeklinde Tûsî ve eseri Tecrîd karşımıza çıkmaktadır. Nitekim Tecrîd ve şerhlerinin Osmanlı medreselerinde uzun yıllar okutulmuş olması en azından ilim dünyasında bazı tabuların geçmişte yıkıldığını, günümüzde de yıkılabileceğini gösterir. Bu eser, bir Şiî kelamcısı olarak Tûsî'nin görüşlerini ve Ehl-i sünnet kelamından hangi konularda etkilendiğini, bu etkileşmin Tecrîd şerh geleneğine ve dolayısıyla sonraki kelam düşüncesine yansımasını ele almaktadır.