Hangi milletten, dinden, ten renginden olursa olsun… Su gibi yolunu bulan ve her şeye muktedir olan tüm "insan"ların rüyası, yani en büyük özlemi aynıdır. Bu özlemlerini yaşadıkları yerde gerçekleştiremeyeceğini kavrayan kimi insanlar, geçmişte çareyi yurtdışına gitmekte
bulmuş ve yollara koyulmuştur. Tıpkı zamanında Akdeniz ülkelerinden olan insanların yollara koyulduğu gibi...
Birinci nesil Türk temsilcilerden (misafir işçilerden) bazıları, 1960'lardan itibaren Almanya'ya gitmiştir. Onların çocuklarından olan kimi ikinci nesil Türk temsilcileri ise ya burada doğmuş ya da "o"nun gibi, sonradan Türkiye'den getirilmiştir.
Bu kitapta, Almanya'daki "sandviç nesil" olarak da tanımlanan, bu ikinci nesil Türk temsilcilerinden biri olan "üç tutkulu" ve "üç temel ilkeli" bir "MİÇ"in (misafir işçi çocuğunun) iki nesil, iki kültür, iki dil arasında geçen sıra dışı hayatını anlatan, bir kısmı kurgusal gerçek bir
yaşam öyküsü işlenmektedir. İkinci nesil tüm Türk temsilcileri gibi o da insanları bir araya getiren ve çok önemli bir "köprü" görevi üstlenmektedir.
Bir çağrıyla başlayan ve sonuna kadar değerli öneriler, bilgiler ve izahatlar içeren; insanın, toplumun, kültürün, göçün mercek altına alındığı zaman yolculuğunu aktaran, ansiklopedi formatındaki bu baştan sona büyüleyici kitabın asıl amacı "özellikle bu yüzden" her iki
tarafa da (Almanlara ve Türklere) kendilerine "yabancı" öteki kültürü, "aydınlatma" ve "bilgilendirme" yoluyla yakınlaştırmaya çalışmaktır.
"Mesafe, kibir, yok sayma ve hepsinden önemlisi bilmeme, klişeleri ve önyargıları teşvik ederken bilgi hem entegrasyonu teşvik eder hem hoşgörüyü mümkün kılar hem de bir arada yaşamayı kolaylaştırır."
Necin Altay