Queer kavramının, yurt içinde ve yurt dışında teorik ve pratikte yaptığı sıçramaya ve queer kavramıyla ilişkili var olan ya da ortaya çıkabilecek mikro politikalara temas etmeyi hedefleyen bu seri, queer teoriyi LGBT'lere özgü bir kimlik politikası olmanın ötesine taşıyarak teorileştirmeyi de sorgulamanın peşinde olacaktır. Queer teori ile iktidar, marjinallik, ayrıcalık ve normativiteyi ele alan diğer sosyal ve kültürel teorilerarasındaki ilişkilere ya da anlaşmazlık noktalarına odaklanacak olan bu eserler, eleştirel ırk ve kimlik teorileri, antropoloji, Marksizm, Anarşizm, Postyapısalcı teori,feminist teori, erkeklik çalışmaları, sakatlık çalışmaları, güncel sanat ve görsel kültür teorileri ve queer kavramının kapsamına giren her türden metinle kesişecektir.
Uçucu Bedenler, bedeni, çeperden alıp incelemenin merkezine çekecek ve böylece bedenin öznelliğin ana "maddesi" olarak kavranmasını sağlayacak bir yeniden düşünme çalışmasıdır. Özne, bedenli bir varlık olarak tanındığında, özgüllüklerinin nötrleştirilmesi ve yok sayılması kolaylıkla mümkün olmaz; kadının erkek tanımı içine batırılması sonucunda, kadının başına gelen bu olmuştur. Beden, cinsel farkın müttefikidir ve görünürde tehlikesiz olan, ancak kadınların kültürel ve entelektüel olarak ortadan kaldırılmasını gizleyen, fallus merkezci bir takım kabullerin sorgulanmasında anahtar bir terimdir: hümanizmin evrenselci ve evrenselleştiren kabullerini sorgulamaya yardım eder. Hümanizm kavrayışı üzerinden kadınların —ve tüm başka grupların— özgüllükleri, konumları ve tarihleri geçersiz veya gereksiz kılınmıştır. Beden, öznenin içselliğine bir insan doğası atfetme eğilimine direnir; ve öznelliği birbirini dışlayan iki alana ayıran düalizm eğilimlerine karşı koyar. Ancak, tabii ki, bedenin de müzakere edilmesi ve ilgilenilmesi gereken problemleri, riskleri ve tehlikeleri yok değildir. Bu kitap, aynı zamanda, kendisinin doğrudan tartışmadığı bir şey "hakkında". Bu kaygan ve muğlak terimin tüm zengin titreşimleriyle birlikte, bu kitap cinsellik "üzerine". Bu terimin, kitap kapsamında ilgilenilen meseleler bağlamında geçerli olan en az dört farklı anlamı var. Birincisi, cinsellik, bir özneyi bir nesneye yönelten, bir dürtü, bir impuls veya bir tahrik olma biçimi olarak anlaşılabilir. Psikanaliz, cinselliğin bir dürtü olarak incelendiği büyük bilimdir. İkincisi, cinsellik, bedenleri, organları, hazları ve çoğunlukla ama her zaman olmamak koşuluyla, orgazmı içeren bir edim, bir dizi pratik veya davranış olarak anlaşılabilir. Üçüncüsü, cinsellik bir kimlik bakımından da anlaşılabilir. Bugün yaygın biçimde toplumsal cinsiyet terimiyle tarif edilen bedenlerin cinsiyeti, en az iki farklı biçim önerir, ve genelde kadın-erkek ikili karşıtlığı üzerinden anlaşılır. Ve dördüncüsü, cinsellik çoğunlukla, öznelerin arzularının, farklarının ve bedenlerinin haz arayışlarının belli biçimleri olduğunu belirten bir dizi yönelime, konumlanmaya ve arzuya işaret eder.