Beyoğlu'nun hem albenili hem boz bulanık arka sokakları, ışıksız manzaraları, "rengâhenk" geceleri... Ve sonradan dahil olduğu bu kalabalık hayatta aşkı acı bir şekilde tadan Erhan'ın serüveni... Belki de asıl anlatılan sersemletici bir aşk öyküsü aracılığıyla "üçüncü tekil" olmanın kendi içine hapis yalnızlığı...
Mehmet Bilal Dede'nin ilk romanı yıllar sonra tekrar okurla buluşuyor. Üçüncü Tekil Şahıs çağdaş edebiyatımıza tutkulu bir armağan.
"Üçüncü şahıs olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu Erhan. Nerede duracağını, nerede susacağını, nerede müdahale edeceğini ve müdahalelerinin dozunu. Kendisi için asla kuramadığı iletişim ağlarını, entrika ve oyunları, pembe yalanları... Buna karşılık bir ilişkideki iki taraftan biri olmayı hiçbir zaman bilmedi. Çünkü kimsenin sevgilisi, gözbebeği ve canının içi olmamıştı. Hep üçüncü şahıstı, 'o'ydu, öteki, diğeri, bir sonraki, yedek..."