Bu toplama yazıların ilkiyle ikincisi arasındaki zaman dilimi neredeyse 25 yıla uzanacak. Diyeceğim şu ki; Sabri Ülgener hocamla olan fikir rabıtamı hiç koparmadım. Hatta aramızda zata mahsus müşterek bir mistik alanımız bile vardı. Ülgener bunu ima bile etmez, söylerdi. Hoca- talebe- usta- çırak ilişkisi bağlamında olan ruhi bağlılığımın ebediyete çevrilmiş olması elbette gücünü metafizik bir kaynaktan alıyordu. Öyle olmasaydı Sabri Ülgener'e dair yazdıklarımda daha bu girişin başlarında şikâyetçi olduğum sübjektiflik neden kalemime hükmetsin ki? Zorlama ile sübjektifliğini içeren satırların kuruluğundan ve soluğundan kısa düşeceğinden hiç kuşkum yoktur.