Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun %15'i engelli bireylerden oluşmakta. Dünyanın en büyük azınlığı olarak nitelenen engelli bireylerin ayrımcılıktan sağlığa, eğitimden çalışma hayatına kadar gerek birinci kuşak gerekse ikinci kuşak hakları kullanmakta karşılaştıkları güçlükler ve mağdur edilebilir, dezavantajlı durumları, engelli kişilerin insan hakları konusunda spesifik çalışmalar yapmayı önemli ve gerekli kılmaktadır. Bu çalışma temel olarak üç konuya eğilmektedir. Birincisi Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nin beslendiği ve üzerinde yükseldiği tarihsel arka plandır. İkincisi engelli kişilerin haklarının genel nitelikte insan hakları sözleşmelerince ne ölçüde korunduğudur. Üçüncüsü ise Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nin engelli bireylerin haklarını korumakta ne ölçüde etkili olduğudur. 21. yüzyılın ilk insan hakları sözleşmesi olan bu sözleşme, engelli kişiler için olduğu kadar engelli olmayan kişiler için de, bir başka deyişle insanlık ailesinin tamamı için de son derece önemli bir kilometre taşı niteliğindedir.