2009 Kürt Açılımı veya Demokratik Açılım süreciyle birlikte elde edilen ve edilecek olan hak ve adalet temelli kazanımlar önemlidir. Ama çözüm adına fıtri ve vahyi olandan yabancılaşan veya uzak duran her projenin yeni zulümler üreteceği de unutulmamalıdır. Kürt sorununu çözmeye yönelmek; en başta ulusçuluğun çıkmazlarını, bölgemizdeki Türk, Arap ve Fars ulusçuluk dayatmalarının İslami kimlik ve öteki kavimler üzerinde oluşturduğu hak ihlallerini ifşa etmek ve normalleşme sürecine adım atmak açısından güzel bir açılımdır. Ve en azından kürt açılımıyla ilgili sürece yangını söndürmek açısından bakılmalıdır. Ancak Kürt sorununun çözümü, ümmet sorununun çözümü ile iç içedir. Bunun için de İslam ümmetini yeniden ihya edecek, adil ve alternatif yaşam tarzları arayan insanlar için çekim alanı olabilecek, hayatı ve hayatın amacını vahiy ve vakıa temelinde izah edecek, sahih bir anlayış ve mücadelenin yükseltilmesine olan ihtiyaç, kendini alabildiğine hissettirmektedir. Ve bölgemizde seküler ulusçuluğun ve küresel kapitalizmin dayatmaları kırılmadığı müddetçe, Kürt sorunun çözümüyle ilgili de hayali beklentilere kapılmamak gerekmektedir.