Uluslararası suçların tanımlanması ve bu suçları işleyenlerin bireysel olarak cezalandırılması konusundaki gelişmelerle birlikte, devletlerin konuya ilişkin eğilimleri, uluslararası yapılageliş hukuku bağlamında yeni tartışmalara neden olmuştur. Devlet eliyle gerçekleştirilen ihlallerde devletin tüzel kişiliğinin "cezai sorumluluğu"ndan bahsedilemeyeceğine göre, ağır insan hakları ihlali olarak nitelendirilebilecek suçlarda, devlet görevlilerinin bireysel sorumlulukları gündeme gelmektedir.
İnsan haklarının ağır biçimde ihlal edilmesi ve yargı bağışıklığının ilgi odağı haline gelmesi Pinochet davasıyla gerçekleşmiştir. Hem siyasi hem de akademik açıdan yargı bağışıklığı ve insan hakları konusunda hararetli tartışmalar başlatan bu davanın ardından "Pinochet Etkisi" olarak literatüre geçen devlet görevlilerinin uluslararası hukuk suçları nedeniyle başka devletlerin yargı yetkisi çerçevesinde bireysel sorumlulukları ve bağışıklığın kaldırılması meselesi, son 15 yılda uluslararası hukukta en çok tartışılan konulardan biridir. Pinochet davasının ardından uluslararası ve ulusal mahkeme kararları da bu tartışmaları iyice yoğunlaştırmıştır. Türkiye'de bu konu üzerine yapılmış monografik bir çalışmanın olmaması karşısında doktora tezi olarak hazırlanmış bu kitabın, dünyanın pek çok yerindeki uluslararası örgütler, hükümet dışı kuruluşlar, üniversiteler nezdinde yapılmış ve yapılmakta olan çalışmalar göz önüne alındığında, Türk literatüründeki eksikliğin giderilmesine mütevazi bir katkı sağlaması ve ilerleyen dönemlerde konunun ülkemizde daha fazla tartışılmasına vesile olması amaçlanmaktadır.