Uluslararası İlişkiler disiplini, son çeyrek asırdır, tarihsel, sosyolojik, dilsel, inşacı ve kültürel dönüş(üm)lere ev sahipliği yapmaktadır. Disiplindeki hakim (Neo) Realist bakış ve Pozitivist eğilimin aşın(l)abilmesi, tek bir merkezden ve meta anlatılarla süslenmiş, belirli bir tarihsel süreçten beslenmeye devam eden disiplindeki değişim için bu dönüşlere daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu dönüş(üm)ler içinde özellikle Türkçe literatürde en az referans verilen dönüşlerden biri de "duygusal dönüştür" (emotional turn). Disiplindeki bu dönüşlerin etkisi ve kimlik, tanıma, özür dilemek, farklılık gibi başlıkların giderek daha çok tartışılmaya başlanması, duyguların da Uluslararası İlişkiler'de ele alınabileceği bir alanın açılmasına imkan vermiştir.
Korku, kızgınlık, öfke, merhamet, aşağılanmışlık hissi, onur, travma, tutku, şüphe, güven, empati, endişe ve daha birçok duygu farklı başlıklarla ilişkili olarak ele alınmıştır. Duygular, özellikle İnşacı, Feminist, Postyapısal ve Postkolonyal çalışmalarda da giderek daha çok kullanılmaya başlamıştır. Son dönemde artan çalışmalar ve "duygusal dönüş" söylemi, duyguların Uluslararası İlişkiler'deki yeri ve rolü, konuya ilişkin temel sorunlar ve eleştirilerin değerlendirilmesini gerektirmiştir. Bu çalışma böylesi bir gerekliliğin ürünü olarak kaleme alınmıştır.