"Ben" bilgisi "sen"i tanımaya, "biz" bilinci "siz"i idrak etmeye katkı sağlar. İşaret zamirleri de öyle. "O" gaybbilgisini, "bu" yakını görme yeteneğini, "şu" ilgisizi ilgiliden tefrik kabiliyetini geliştirir. Haklısınız, ben ne demek istiyorum ve buraya ne diye geldim? Unutmanın sildiği resimler kadar silemediği suretler ve şekiller de vardır, onu haber vermeye geldim. İlkokuldan aklımda kalan, sarışın Semra Öğretmenim'in dışında tüten sobamız ve kara tahtayla uyumlu siyah önlüğümdü. Hatıralar da kıyafetler gibi yıkadıkça çekiyor. O yaşlarda unuttuğum şeylere gelince, ilk başta "evimin yolu" ve paspasın altındaki anahtardır. Her hayat bir unutuş mevsimine doğru yürür. Hatırladıklarımız unuttuklarımızın aklında kalanlar kadardır. Her "kadar" bir kaderdir.
Yazmayı okumaktan sayan Hüseyin Akın, Unutmanın Sildiği Resimler adını verdiği bu kitabında, yazma evreninin çekim alanına giren bilgiyi ve duyuşu,dil ve gönül süzgecinden geçirerek anlatıyor. Arifane bir hâl ile yaşama katma deneyimleri de diyebiliriz buna.