Kambur Dev'in hikâyesi yıllar yıllar önce derme çatma bir çadırda başlamıştı. Fakat her şey öyle gerçekti ki bir hikâyenin içinde olduklarını o da dahil kimse bilmiyordu. Memleketin dağlarının dağ, ovalarının ova, ormanlarının orman, denizlerinin deniz, göğünün gök, toprağının toprak, suyunun su olduğu devirlerdi. Henüz kurdu kuzu, kuzusu kurt; oğlanı kız, kızı oğlan; yalanı doğru, doğrusu yalan olmamıştı. Ölüm de vardı, dirim de. Günah da vardı, sevap da. Yoksulluk da vardı, varsıllık da. Ayrılık da vardı, kavuşmak da. Ancak yalan dünyanın paslı çivisi henüz bugünkü kadar çıkmamıştı.
Unutulmuş Zamanların Hikâyesi, korkunun gölgesinde yeşeren umudun, aşkın ve geçip giden zamanın izini sürerken okuyucuyu âdeta büyülü bir masalın içine çekiyor.
Bayram S. Taşkın, çeşitli kusurlarla yarattığı karakterlerinin karmaşık yaşamlarından, zorlu mücadelelerinden, geçmişin gizemli dünyasından bugüne sesleniyor:
"Korkma, insan korktuğunu sevemez!"