Bizi kuşatan esrarlı kainatı, şu muhteşem güzellik, düzen ve mükemmellikte yaratan yüce Allah'ın, bizim üzerimizde sayılmayacak kadar çok lütufları ve nimetleri vardır; O'na sonsuz hamdü senalar olsun !
Hiç şüphesiz Allah'ın bize en büyük lütfu, en şümullü nimeti İslâm dinidir. Çünkü mahzun ve şaşkın beşeriyet ancak onunla sağlıklı, dirlikli, düzenli, huzurlu ve mutlu olabilir; ahiret hayatının ebedi saadeti de ancak onunla kazanılabilir.
O halde maneviyat, iman ve İslam insanlık için tüm diğer maddi ve dünyevi konulardan daha önce gelir ve çok daha fazla önemlidir. İşte bu temel anlayıştan dolayı biz İslam imanı ile yoğrulmuş milli kültürümüze, tarihimize ve kültür eserler- imize büyük önem veriyoruz. Çünkü kültür, bir milletin canı ve manevi hayatıdır. Onu kaybeden yok olur. Ancak ona sahip olanlar etkin veya salgın kişili soylu ve asaletli, dinamik ve güçlü olurlar. Kaldı ki bizim kültürümüz diğer doğu ve batı kültürlerinden birçok yönden daha üstündür.
Müslüman ecdadımız çağlar boyu islama çok candan sarılmış, en değerli kaynak eserleri meydana getirmiş, onu çok iyi öğrenmiş ve hatta çok iyi din alimlerini yetiştirmiş, tüm özel ve sosyal hayatlarına, evlerine, ticarethanelerine, sanat ve edebiyatlarına, hukuki, mülki ve idari kurumlarına İslam'ı maharetle uygulamış böylece muazzam İslam kültür ve medeniyeti oluşturmuş bulunuyor. Bu bizim için göz kamaştırıcı bir hazinedir. Son derece renkli ve tatlı, çok ileri ve üstün pek zarif ve nezih, ziyadesiyle değerli ve sevimli, olağanüstü safhada medeni modern ve insanidir.