İslâm kültür ve medeniyetinden önce "Edessa" ve "Ur", İslâm medeniyeti ve kültürünün hâkim olduğu dönemde "Ruhâ" olarak bilinen Urfa, Balıklı Göl ve Göbekli Tepe gibi geçmişten gelen ve insanlık üzerinde silinmeyecek izler bırakan tarihî geçmişiyle bilinen ve tanınan bir şehirdir. Medeniyetlerin beşiğinde bulunan Harran ve Urfa'da İslâm'ın zengin kültürüyle oluşan medeniyetin tezahürleri kalıcı bir tesir bırakmıştır. Özellikle tarîkatların hangâh, tekke, zâviye, âsitane gibi terbiye kurumlarında yetişen sûfîler, birçok alanda kaybolmayacak eserler bırakmışlardır. Birçoğu günümüze ulaşan bu eserler, insanlara geçmişlerini ve kaybolmaya yüz tutan önemli değerlerini hatırlatmaktadır. Kendilerinden ilham alınarak yeni keşif ve icatların gerçekleşmesi konusunda da onlara rehberlik etmektedir.
Urfa'da Tasavvuf ve Tarikatlar adlı çalışma, tasavvufun Anadolu'ya yayıldığı yollardan biri olan Urfa'da yaşamış tasavvuf ve tarikatları konu ediniyor. Giriş ve üç bölümden oluşan çalışmada ilk olarak tasavvufun insana ve diğer mevcudata bakışı ele alınıyor. Daha sonra ise Urfa özelinde sûfîlerin yaşadıkları mekânlara yansıttığı ruhun bıraktığı izler ele alınıyor.
Ali Tenik tarafından kaleme alınan Urfa'da Tasavvuf ve Tarikatlar adlı çalışma, Nizamiye Akademi Yayınları tarafından istifadeye sunuldu