Babam öldü. Hatırlamadığım bir günde, hatırlamadığım bir ayda, hatırlamadığım bir mevsimde, tam saatinde öldü. Annem gittikçe büyüyen, unutan, titreyen bir kambur oldu; babam sessizce yalvaran, sürünen bir ölü. Öldükten sonra ilk kez aynaya bakarken gördüm onu; çökmüş alınlı, fırlak gözlü, kapkara olmuş yüzünden midesi bulansın istedim. Uslu Yara, olağanüstü bir dil mimarisi sunuyor okuruna. Bu dilin büyüsüyle yürüyenleri, engellere ve zorluklara rağmen taze nefesler bekliyor.