Sen bu şehirde ömrün boyunca hiç öğrenmediklerini öğrendin. Hayatın; caddede, sokakta, ev içlerinde değil hikâyelerde attığını öğrendin. Dudak büktüğün hikâyeler, seni çekip aldılar kendi gökleri altına. Sen bu şehirden çok, bu şehrin hikâyelerinde gezindin, onları sevdin. Zamansızlığı sevdin sen, hikâyeler zamansızdı. O zamansız evren, kaygıdan uzaktı. Oysa sen hep gerçekten ve kaygıdan ibarettin bundan önce. Ben sahi neydim buradan önce. Gerçeğe demirlemiş bir gemi mi? Hayır değil, ben hiç gemi olmadım, hiç yol almadım bundan önce.
Makbule Aras Eyvazi ikinci öykü kitabı Ustam Diyorum Öldü'deki her öyküde başka anlatım yollarının peşine düşerek yeni iklimler yaratıyor. Gizlenen, anlatılmayan, söylenmeyenler için bulduğu yeni kelimelerle yoldaşlığı, dostluğu, sevgiyi birbirine bağlanan ya da birbirinden ayrılan yollar üzerinden tarif ediyor. Bugünün insanlarını bugünün mekânlarında, geçmişin izleriyle anlatıyor.