Ustam ve Ben
Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenmesek de...Tarihimizin en önemli ve en çalkantılı dönemlerinde biri olan 16. yüzyılda İstanbul... Hindistan'dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu balıkçısı; Çota ile Cihan, Filbaz aynı zamanda da bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.Elif Şafak'ın muazzam hayal gücü ve zengin diliyle Osmanlı tarihinin derinliklerine doğru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkıyoruz. Karşılıksız bir aşk, iktidar kavgaları, yobazlığın ortasında yeşeren sanat ve beklenmedik bir ihanet...Öyle bir hayal dünyası ki içindeki konular ve tartışmalar günümüze dair de çok şey söylüyor. Uzun süre hafızalardan silinmeyecek, çok konuşulacak bir roman."İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. O da her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine bir sır sakladık.Çok zaman geçti üzerinden nice alametler birikti. ama hala orada olmalı, bıraktığımız noktada Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan birtanesi var ki altında gizli Arzın Merkezi.
Devamını Oku