Günümüz toplumunun "uyku yoksunluğundan" şikâyet ettiği açık: yazarın tabiriyle "toplumsal bir insomni" hastalığı çektiğini belirten, bunu dijitalleşen alışkanlıklarımıza, çevrimiçi sosyal ortamlarımıza, çalışma tempomuza dayandıran; hepimizin modern yaşam içinde kronik bir uykusuzluk içinde yaşadığını iddia eden, hatta uykusuzlukla obeziteyi, kalp krizlerini, zihinsel ve fiziksel rahatsızlıkları ilişkilendiren yaygın bir kanı var. Elinizdeki bu kitap bu kanının ne kadar doğru olduğunu inceleyen sağlam bir bilimsel çalışma. Uykular kötüleşmiş, verimsizleşmiş vaziyette, bu kaybın nedenleri ve olası sonuçlarını bilimsel kanıtlarla tartışmaya açıyor bu eser. Dahası bunu uyku üzerine yapılmış bilimsel çalışmaları tarihsel bir şekilde aktararak ve fiziki veya psikolojik rahatsızlıklarla uykusuzluk arasındaki ilişkiyi tüm açılarıyla değerlendirerek yapmakta. Kesin ve anlaşılır bir dille yazılan bu çalışma, gerçek dünyadan alınan örnekleri ve değerlendirmeleri bilimsel deneyler ve öncü çalışmalarla yan yana getiriyor. Bu bakımdan bilişsel, eleştirel ve sosyal psikoloji üzerine çalışan, uykunun sinirbilim ve sosyolojiyle bağlantısını merak eden uzmanlar, akademisyenler ve öğrenciler için olduğu kadar uykunun sosyal ve psikolojik boyutlarını öğrenmeye hevesli tüm okurlar için de değerli bir kitap.