Bazen gaflet, ihanetten daha etkili, daha yıkıcı ve daha tesirlidir. En çok ihaneti yaşayan Türk milletinin tarihi bunun örnekleriyle doludur. Türk milletinin yurt edindiği toprakların verimliliğinden olsa gerek ki; vatanı, milleti ve bayrağı için gözünü kırpmadan ölüme giden kahramanlarının çokluğu kadar, gözünü kırpmadan ekmeğini yiyip suyunu içtiği vatanına ihanet edebilecek hainleri de çoktur! Bu hainleri yüzyıl önce Sevr'de, Milli Mücadele'de tanıdık. Milli hafızamız yok oldu, Unuttuk! Kendisi; unuttuklarımızı bize 15 Temmuz gecesi yeniden hatırlattı ve dedi ki; "Ey Türk milleti, beni unutma, ben sana şah damarın kadar yakınım!" Bu romanın yazarı olarak ben de diyorum ki; "Ey Türk milleti, UNUTMA ve UYUMA. Bilmiş ol ki; unutursan ve uyursan ölürsün!" Yüzyılın değil, bin yılın İHANETİNİ bu romanda oku ki unutma ve uyuma. Unutursan uyursun, uyursan ölürsün!
Unutma ki; Türk yurdunda, Türk kimliği altında gizlenip, Türkleri arkadan vuranlar, tespit edilerek, ifşa edilmedikçe, onlara hesap sorulmadıkça, Türk milleti bu acıları hep yaşayacaktır.
Unutma, uyuma. Uyursan ölürsün!