Tuna ve annesi hayatlarının dönüm noktasında yepyeni bir hayata başlamaya hazırlanıyorlar.
Tren, yeşilin içinden geçerek masal gibi bir köye çıkıyor. İşte burası, annesinin doğup büyüdüğü, dedesinin yaşadığı küçük bir köy.
Tuna, yeni hayatına başlarken içi heyecan ve umut dolu. Böylesine yeşil, doğayla iç içe bir köyde yaşamak herkese kısmet olmaz. Fakat günden güne Tuna'nın etrafını saran, bazen odasında bulduğu şu pis kokulu yapraklar da neyin nesi? Bu yapraklar bir araya gelse insanlığın sonunu getirebilecek kadar berbat kokuyorlar. Ve tuhaf bir biçimde Tuna'yı takip ediyorlar. Bu koku yapraklardan geliyorsa, bu yapraklar nereden geliyor? Tuna, bu gizemi çözmek için kolları sıvar ve eşi benzeri görülmemiş biriyle tanışır. Doğanın bir "parçasıyla"...
Uzun Şapkalı Adam, Fulya Yılmaz'dan çevresel kirliliğin yarattıklarına dair gerçeküstü olayların yaşandığı, heyecan verici bir roman...