Bu kitapta resme karşı yoğun bir sevgi ve merakın peşinden adeta koşan, dürüst, ilkelerinden ödün vermeyen ve kocaman mücadele ruhuyla hareket eden bir resim sanatçısının, kardeşine yazdığı mektupları üzerinden sanatının plastik yapısına ve bu yapıyı destekleyen yaşamının bazı ayrıntılarına odaklanmaya çalıştım. Bu odaklanmayı gerçekleştirirken bir sanat tarihçi olarak yorumlarımı da ekledim.
Van Gogh'un en büyük özelliklerinden biri de doğruların sanat tarihi aracılığıyla tespitini yaparak, kendi eleştirel süzgecinden de geçirerek, kendine bir yöntem belirlediğini mektuplarının çeşitli yerlerinde ortaya koyması. Gerçekten de temel ilke ve doğruların, plastik filozofide, dolayısıyla görsel sanatlarda değişmediğini ortaya koymuş oluyor. Bunları gören sanatçılar var, bir de görmeyip zamanı içinde kalanlar ve kaybolup gidenler...